Yacêre | Geri | Zürück |
Harun Turgut: | |
Türkçe
Açıklamalı Zazaca Dilbilgisi (Palu-Bingöl diyalekti), Bremen ?,
215 p. |
|
H.
Turgut, Robert-Koch-Str. 43, 28277 Bremen
|
|
Harun
Turgut Türkçe açıklamalı ZAZACA
DILBILGISI
Zazaca’ya
olan ilgi her geçen gün artarken, bu alanda her gün yeni bir çalışmayla
karşılaşıyoruz. Bu çalışmalar çoğunlukla konusunda uzman olmayan
kişilerce büyük bir özveriyle sürdürülüyor. Ama umuyoruz ki,
Zazaca da diğer bütün diller gibi dilbilim alanında uzman kişiler
tarafından bilimsel bir titizlikle yazılı gramerine kavuşturulsun,
akademik bir gelişme kaydedebilsin. Ancak Zazaca’da verilen bu ilk
eserlere haksızlık etmemek gerekir, zira bu çalışmalar Zazaca’nın
gelişmesine ilk adım olarak hizmet edecektir. Bu
alanda son çalışmalardan biri ise Harun Turgut’un Türkçe açıklamalı
ZAZACA DILBILGISI adlı eseri. On yılı aşkın uğraştan sonra kitap
haline getirilmiş bu çalışmada Zazaca’nın Palu ve Bingöl şivesi
esas alınmış. Okurlar, Zazaca’nın şimdiye kadar pek az yazılı
kaynağı olan Palu şivesi hakkında yeni bilgiler elde edinebilirler. Özellikle
dil araştırmacıları için iyi bir başvuru kitabı olarak tavsiye
edilir. Öte yandan bu şiveyi konuşanları kendi dillerinde yazmaya özendirirse
çok sevindirici olur. Kitapta konular bir sistem takip edilerek işlenmiş.
Belli ki herhangi bir Türkçe dilbilgisi kitabı örnek olarak kullanılmış.
Zira Zazaca’daki ismin halleri Türkçe’deki ismin halleriyle açıklanmaya
çalışılmış. Ancak ne yazık ki, Altay dil ailesinden olan Türkçe
gramer Batı-Irani bir dil olan Zazaca’yı açıklamakta yetersiz kılmakta.
Ismin Halleri bölümünde Zazaca’yı 8 halle açıklamaya
çalışmış. Oysa Zazaca 3 halden oluşur: yalın, oblik/bükümlü ve
çağrı hali. H. Turgut tarafından ilgeçler Türkçe’deki gibi sondan
ekli dillerde ismin hallerini oluşturan ekler gibi algılanarak sözcükle
bitişik yazılmış. Oysa bunlar ek değil başlıbaşına ilgeç/edat
dediğimiz kelimelerdir (ra, ro, rê, de)[1] ve ayrı yazılması gerekir (»dyesun ra«). Yine
Kafkas ve bütün Eski Irani dillerinde olan, yeni Irani dillerinde ise Kürtçe,
Zazaca, Goranca gibi dillerde mevcut olan Ergatif Hal dolaylı
anlatılmış. Ergatif halde geçmiş zamanda geçişli fiilerde, özne
oblik, yani bükümlü, nesne ise yalın hale dönüşür. Yüklemin şahıs
soneki ise nesneninkini alır. (Örn.: Mı vaşi çinıti ‘otları biçtim’). Kitapta zengin bir sözcük dağarcığı mevcut. Çoğu
o şiveye has sözcüklerden birkaçı şöyle: ki[2] (insanlar, millet), vawıtış (çorap örmek),
patış (soymak), eşkawıtış (sökmek), esterıtış
(silmek), çew (kimse, kes), ça (nere [‘koti’]) ve bir çok sıfat ve
isimler... Bu
eserinde H. Turgut herhangi
bir popülist siyaset gütmemekte. En azından Berlin’de yayınlanmış
olan çeko’nun ”razarê dımılki-türkçe açıklamalı zazaca gramer”
çalışması gibi Kurmanci’ye benzetmek, yanıltmaca ve (aslında
zengin bir kelime hazinesiniyle birlikte) akademik olmayan kurallar yerleştirmek
(»2 mangêyên mın estê«) Varto veya herhangi bir yörenin
diyalektine maletmek kaygısından uzak durmuş. Turgut, Palu şivesini mümkün
olduğunca yalın bir şekilde kağıda dökmeye çaışmış. Özellikle
”kaynaştırma harfi ‘y’” sıkıntısı gütmeden. Çeko
ise çalışmasında aslında Kurmanci (Kuzey-Kürtçesi)’ne göre geliştirilmiş
‘Bedirxan-Alfabesini’ baz aldığı (veya alma zorunluluğu hissettiği)
için, x ve ğ
seslerini ayırt edememiş. Örneğin ağwi (’zehir, ağu’)
kelimesini, xwezıla (kaşkia, werikna=keşke) ile birlikte Kurmançça’ya
özgün olan xw- diftongu ile göstermeye çalışmış (”axwi”).
Halbuki ağwi uói dönüşmesinin bir varyantı, xwezıla
ise Varto Zazacası’na özgün Kurmanci’den alınmış sözcüktür.
Zaten Kürtçe’deki »xw-« (Farsça’da x- ) ile başlayan
kelimelerin Zazaca’daki karşılığı »w-«’dir ki, bu Zazaca’yı
ve Goranca’yı Kürtçe gibi daha bir kaç Irani dilden ayıran bir özelliktir
(Z./K.: weş/xweş, werd-/xwar(d), waşt-/xwest-, wae/xweh, wend-/xwend-,
wele/xweli). Turgut
bu eserinde Palu-Bingöl ağzına özgü ses dönüşümleri iyi kavranmış.
Örneğin: -an
à
-un ›meyman
à
meymun‹; -am à
-om/-um
›kam à kom/kum‹; -oà-ue/-ua/-uı
›koàkue‹; ›xoàxuı‹; -êà-ye;
-ewà
-o. -an
à
-un veya
-am à
-om/-um seslerinin
dönüşmesine Farsça’da da rastlıyoruz (nân/nûn tämâm/tämûm).
Sayın Turgut, ayrıca dönüşlü zamir ”xuı”, xwı değil de
xo’dan xuı’ye dönüşmüş olmasına dikkat çekmiş. Ağırlığı
olan iyi yönleriyle birlikte kitabın eleştirilecek taraflarına da bir
çift söz olacak. Bütün
bunlarla birlikte Sayın Turgut dil bilimci veya Iranoloji ile uğraşan
biri olmadığından kitabın önsözünde Zazaca’nın tasnifi konusunda
hataya düşmüş. Turgut önsözde, »Sadece yapı bakımından Zazacanın bükümlü diller durubundanm dil
ailesi bakımından da Hint-Iran dil ailesinin Kürtçe kolundan olduğunu
belirtmekle yetineceğim« demiş.
Zazaca’nın bükümlü bir dil olduğu doğru, ancak dil ailesine
gelince “Hint-Iran” diye bir dil ailesi yoktur. Hindi ve Irani dil
grupları vardır ve bu gruplar Hint-Avrupa dil ailesine aittirler. Zazaca,
Kuzey-Batı-Irani bir dildir. Zazaca tarihsel olarak Part diliyle artı
halen Kuzey-Iran’da, Hazar Denizi kıyısında konuşulmakta olan Talişçe,
Semnanice, Mazenderanca, Sengserice, bir de güneydeki Goranca gibi
dillerle bağdaşıyor. Kürtçe ise Kurmançça, Soranice ve Güney-Kürtçesi
(Feyli, Sinei, Kermanşahi)’den oluşan bir çok Kuzey-Batı unsuru içeren
Güney-Batı-Irani dilidir. Ayrıca
önsözde “Kırd/Kırdki” sözcüğünün geniş anlamda “Kürt/Kürtçe”
anlamında geldiği iddia edilmiş. Bunun gerçekten böyle olup olmadığı
politik artniyet gütmeksizin ortaya konması gerekiyor. Kaldı ki (olayı
bugünki ulusal boyutlarda değil de, aslında Anadolu’da daha da geçerli
olan dini boyutlarda düşünsek), o yöredeki Şafii Zazalar’ın
kendilerini çoğunlukta ve kamuoyunca tanınmış olan Şafii Kürtler’e
dini bağdan ötürü yakın hissetmesi bu gerçekliği zedelemez. Benim
bildiğim "kırd" kelimesi Palo ve Bingöl'ün bazı aşiretlerince
sadece kendileri için kullanıldığı; Kürtler'e ise "kırmanc/Kurmunc"
denildiğidir. Kitapta
bir çok yerde ifade güçlüğü çekilmiş. Kitabın yazım hataları
nedeniyle tekrar gözden geçirilmesi gerek. Zazaca’nın yazımında da
‘kopula’nın (-dır) beraber yazılması söyleme daha yakın ve
okunması daha rahat olur (”ez rınd o” değil de, ”ez rındo”)
Kimi türetme eklerinde kavram hatası var. Örneğin Zazaca’ya Rusça’dan
geçmiş, ve bir çok Slav dillerinde “nikahlı, eş” anlamını taşıyan,
fakat Zazaca’da “gizli dost, oynaş” (Kuzey-Z.) veya „iyi dost“
(Güney-Z.) diye anlam değişikliğine uğramış olan bırak sözcüğünün
‘k’si ek olarak algılanmış. Veya selxune (haylaz) sözcüğünün
sel-xune diye iki kelimeden oluştuğu söylenmiş. Bu, Dersim Zazacası’nda
salaxane sözcüğünün aynısıdır ve salax sözcüğünden
ve -ane ekinden oluşan, yani “salağa yakışır, salakça”
gibi bir anlam veren sözcüktür[3]. Kitapta
Türkçe’de ”korkmuş idim/korkmuştum” geçmiş zaman kipinin halk
ağzındaki söyleniş haliyle ‘korktuydum’ (ez tersêbya)’ya
dönüşmüş. Oysa yüksek Türkçe’de böyle bir ifade kullanılmaktadır.
Palu-Bingöl şivesinde ya tersêb (korktuydu) ile ya tersêbi
(korkmuştu) arasında farklılık olabilir. Fakat bu fark Türkçe’de sözkonusu
değildir. Son
olarak seçilen alfabedeki harf çokluğuna değinmek istiyorum. Bilindiği
gibi Zazaca alfabe konusunda bilimadamlarıyla birlikte senelerdir bir çalışma
sürdürürlmektedir. Bu çalışmalarda Palu-Bingöl ve Mutki şiveleri
şimdiye kadar maalesef ihmal edilmiştir. Buna rağmen elde bulunan
alfabeden yaralanabilinir. Harun Turgut’un öngördüğü â, ô, û harfleri
ai, oi, ui şeklinde ifade edilebilir, örn.: soil (ayakkabılar),
kaird (bıçak). Son
söz olarak Zazaca
Dilbilgisi kitabının ilgililer için bir kazanım olduğu söylenilebilir. Asmeno Bêwayır ________________________ Harun Turgut: Zazaca Dilbilgisi. Yazışma adresi: Harun Turgut,
Robert-Koch-Str. 43, D-28277
Bremen (Almanya). Ederi: 10 DM. [1] Palu-Bingöl şivesinde oldugu gibi Çermik-Severek veya Hozat-Ovacık şivelerinde bazan ilgeç ve fiil takılarında r düşüp –o, -a, -ê şekline dönüştüğünden dolayı ek olarak algınabilinir. [2] “ki vuni” =derler ki, Almanca’daki man kelimesiyle eşanlamlı. [3] Jüane, sodırane, sondane (şandanae), niştane (engıştane) gibi kelimeler –ane ekiyle türemiştir. Ayrıca tenganiye, kêmaniye veya kovkhanki sözcüklerinde de –ane eki bulunmakta.
|